16 Ocak 2013 Çarşamba

İlim ve yolsuzluk meğerse ters orantılıymış!

MURAT BARDAKÇI
16 Ocak 2013, HABERTÜRK

MESELENİN hukukî tarafını, yani suç olup olmaması konusunu bir tarafa bırakalım: Redhack'in YÖK'e yaptığı siber saldırı, bazı üniversitelerin vahim vaziyette olduğunu, bilimin falan artık bir tarafa bırakıldığını ve fakültelerin tamamen bir yolsuzluk mekânı haline geldiğini gösterdi!

Hadisenin yaşanmasından sonra üniversitelerde yöneticilik yapan birkaç dostumla konuştum. Yüksek öğretim kurumlarında bu gibi işlerin artık vak'a-i âdiyeden olduğu konusunda hepsi hemfikirdi. Ama vurguladıkları bir husus vardı: Yolsuzluk iddialarının tamamının doğru olmadığını, üniversite yönetimine yani rektör ve çevresine muhalif olan hocaların senelerden buyana karalama kampanyasına giriştiklerini, karalamanın en kolay yolunun da ihalelerde yolsuzluk yapıldığı iddiasından geçtiğini söylüyorlardı.


Anlayacağınız, Redhack'in ele geçirip yayınladığı yolsuzluk belgelerinin bir kısmı iftiradan ibaretti, gerçekle bir alâkaları yoktu ama geri kalan iddialar maalesef doğru idi!


Bu durum üniversitelerin daha fazlasını söylemeye dilin ve kalemin varmadığı bir hâle düştüğünü göstermesi bakımından utanç verici olmaktan da öte bir vaziyettir!


YOLSUZLUK VE İNTİHAL

 
İhalelerde, özellikle de tıp fakültelerinin bünyesinde yapılan alımlarda dönen işler, bazı rektörler ile dekanların müteahhit firmalarla ilişkileri, üniversite yöneticiliğinin bu şekilde bir menfaat merkezi hâlini alması, öncelikle tek birşeyi gösteriyor: Bilimsel seviye ile yolsuzluk arasında ters orantı olduğunu, akademik eğitimin kalitesinin yerlerde sürünmeye başlaması ile beraber maddiyat hırsının zirveye çıktığını!


Ama, rezaletler sadece maddî alanda kalsa gene iyi; işin bir de akademik namus ve etik ile alâkalı tarafı da var: Başkasının eserini hiç utanmadan ve sıkılmadan çalıp üzerine kendi ismini koyarak yayınlamak demek olan "intihal" dediğimiz iş de artık haddi aşmış! Bilimsel hırsızlığı ortaya çıkartılan hoca hakkında komisyonlar kuruluyor, yürütme olduğu iddia edilen yayın satır satır inceleniyor, soruşturmayı yapan diğer hocalar unvanlı hırsıza hangi cezaların verilmesi gerektiği konusunda rapor üstüne rapor yazıyorlar ama netice koskoca bir sıfır! Hırsızlığın en aşağı seviyesi olarak mutlaka duyurulması gereken intihal, yapanın yanında kâr kalıyor.


Bunun böyle olduğunu, basında intihal hadiseleri üzerinde en fazla yazmış kişilerden biri olarak gayet yakından biliyorum. Son 15 sene içerisinde yirmiden fazla intihal konusunu gündeme getirdim, üstelik bunların bazıları uluslararası alanda yapılmış ve Türkiye'nin akademik şerefini lekelemiş hırsızlıklardı ama sadece ikisinden netice alabildim. Diğer hırsızlar zamanın YÖK başkanlarının "Bu adam bizdendir" diye kayırmaları ve türlü türlü bürokratik uzatma oyunlarıyla ceza falan almadılar ve akademik basamaklarda utanmazca yükseldiler!


Sonuca ulaştırdığımı söylediğim intihal rezaletleri ise öyle hırsızın üniversiteden kapıdışarı edilmesi ve akademik kapının suratına kapatılması ile falan neticelenmedi; iş yüzsüzlere sadece birkaç ay kademe ilerlemesi cezası verilmesi yahut unvan dağıtan jürinin yeniden toplanması gibisinden basit kararlarla güya halledildi, o kadar!


İSTATİSTİK MERAKI

 
Bütün bu maddî ve etik yolsuzlukların sebebi, 1990'lardan itibaren akademik alanda istatistikî büyümeye, yani üniversite diplomasına sahip olanların sayısını arttırmaya merak salmamız ve eğitimin kalitesine artık hiçbir şekilde önem vermememizdir. Eninde-sonunda mutlaka diploma alacak olan öğrenci sayısı arttıkça üniversiteler hantallaşmış, hantallaştıkça yolsuzluğun her çeşidi artmış, gelir getiren fakültelerin döner sermayelerinden üniversite yöneticilerine ödeme yapılması âdeti de işin tuzu-biberi olmuştur.


Denetim konusunda üniversitelerde son haftalarda konuşulanlar doğru ise ve hazırlanan yeni YÖK tasarısı ile denetleme kurulları kaldırılırsa, yolsuzluk ve intihal rezaletlerinin daniskasını asıl o zaman göreceğiz!

ETİKETLER

A. Murat Eren (4) A. Rasim Küçükusta (1) Abbas Güçlü (3) Abdullah Elinç (1) Alper Hançerlioğlu (2) anayasa.gen.tr (1) Anayurt (1) Ayşe Durakbaşa (1) BASIN AÇIKLAMASI (1) Baybars Külebi (2) Bianet (1) Bilim Akademisi (1) BİLİM VE GELECEK (2) BİRGÜN (3) BİRGÜN - Bilim (1) BirGün - kiTaP (5) Burhanettin Kaya (1) Celal Şengör (2) Cumhuriyet (1) Cumhuriyet Bilim Teknoloji (11) Cumhuriyet Pazar (1) Dilek Kurban (1) Dilek Özcengiz (1) Doğan Kuban (1) Ege Üniversitesi (1) Eğitim-Sen (1) Emel Karakılıç (1) Emrah Göker (3) Emre Sevinç (1) Ercan Gündoğan (1) Ersin Yurtsever (1) Esra Açıkgöz (1) Evrensel (2) Fatih Özatay (4) Fatma Müge Göçek (1) Feride Acar (3) Gazete HABERTÜRK (2) GAZETTA (1) Genç Kale'm (1) GIT Türkiye (1) Gökhan Çetinsaya (1) Gündüz Vassaf (2) Haldun Güner (2) Hasan Yazıcı (1) HBT (1) Hürriyet (1) İbrahim Öztürk (1) İletişim (1) İrfan O. Hatipoğlu (2) İsmail Hakkı Aydın (2) İzzettin Önder (1) Kayhan Kantarlı (4) KEMAL GÖZLER (1) Levent Kurnaz (1) Levent Sevgi (2) Medimagazin (5) Mesut PARLAK (1) Mesut Yeğen (7) Metin Balcı (1) Milliyet (3) Murat Bardakçı (2) Murat Kılıç (1) Oğuzhan Gürlü (1) Orhan Bursalı (3) ÖSYM (3) Özgür Müftüoğlu (1) Özkan Eroğlu (1) RADİKAL (9) RADİKAL 2 (2) RedHack (2) Rıdvan Karluk (4) Sakarya Gazetesi (4) sarkac.org (1) soL- Bilim (1) Sözcü (1) StarAçıkGörüş (1) Şahin Akıncı (1) Şükran Gölbaşı (1) T24 (1) Tahir Hatipoğlu (1) Tahsin Yeşildere (1) Taraf (3) Togan Kafesoğlu (2) Ümit İzmen (1) YÖK (3) Zaman (3)

NEDEN ?

NEDEN ?
ENGELLERİ AŞIYORUZ => https://plagiarism-turkish.blogspot.com/

BİLİM AKADEMİSİ RAPORU - Temmuz 2016

Şu sıra TBMM gündeminde olan 2547 sayılı Kanun’da öğretim elemanlarının disiplin suçlarına ilişkin yapılması düşünülen değişiklikler hakkında Bilim Akademisi’nin raporunu okumak için lütfen tıklayın